YILLARIN biriktirdiği kronik çarpık yapılanmadan bir türlü kurtulamayan kamu yönetiminin çağdaş düzeye ulaşmasını sağlayacak reform çalışmaları son aşamaya gelirken çoğumuzun dikkatinden kaçan önemli bir noktaya değinmekte fayda gördük.
Türkiye'de yaklaşık 2 milyon 600 bin kamu çalışanı olduğunu devletin dünya ölçeğinde en büyük işverenlerden biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak başkentinde ülkenin çalışan toplam kamu görevlisi sayısının %16'sı yani 400 bin kişi istihdam eden tek
ülke olduğumuzu biliyor muydunuz? Ankara'da çalışan 400 bin memur aşağı yukarı ülkemizde 15-20 ilimizin nüfusundan fazla.
Kamuda yaklaşık 160 bin hizmetli, 50 bin civarında şoför olduğu da ayrı bir gerçek. Belki de rakam ilk bakışta sizleri hayrete düşürebilir ama maalesef böyle.
IMF ve Dünya Bankası ile müzakerelerde ABD ve AB ile karşılaştırınca kamuda görevli toplam personel sayısı bakımından fazla çalışanımız olmadığını söylüyoruz ama onlarda çalışanların toplamı içinde öğretmen, mühendis, tekniker gibi kalifiye iş gücü ara
teknik eleman sayısı fazla iken bizdeki kadar şoför, hizmetli kadrosu yok. Ülkemiz bu alanda maalesef 3. dünya ülkeleri ile kıyaslanıyor.
Kadrolu eleman
YETKİLİLERİN açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla bir şoförünün yıllık maliyetinin 18 bin dolar olduğu kabul edilirse, bu demektir ki 50 bin araç için amortisman, yakıt bakım masrafı ve bu insanlara ödenen ücretlerin bütçeye toplam yükü 2 milyar dolar gibi yüksek bir rakama ulaşıyor. 160 bin hizmetlinin vergi, SSK, Emekli Sandığı kesintisiyle (bazı kurumlarda hizmetli ve şoförler genel müdür kadar maaş alabiliyor.) Aylık ortalama 1.5 milyar liradan yıllık maliyeti 2.1 milyar dolardan fazla tutuyor. Bu iki kadronun devlete maliyeti 4 milyar dolar civarında. Bu insanları devlette istihdam etmek için devletin yıllık harcadığı paranın yani 4 milyar
doların IMF'den kullandığımız toplam kredinin %15'ine ABD'den almayı düşündüğümüz kredinin %50'sine denk geldiğini biliyor muyuz? GSMH'nın %80'ine denk gelen kamu borcu ile bu yükü daha fazla kaldırabilir miyiz?
Ayrıca 2004 Aralık ayında Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğimiz söylense bile ardından çok daha ağır AB'nin Maastricht (ekonomik) kriterlerinin geldiğini üye olacak ülkelerin GSMH'nın %60'ından fazla kamu borcu istenmediğini yıllık maksimum %3'e
kadar enflasyon istendiğini biliyor muyuz? İşte asıl Türkiye'nin sıkıntısı burada ekonomik kriterlerde başlıyor. Burada bir hayli sıkıntı çekeceğimiz anlaşılıyor. Özellikle kamu yönetimi açısından bu kadar yardımcı hizmetli sayısı ve maliyeti ile AB'ye girmemiz kolay olmayacak.
Dışarıdan hizmet alımı
NE yapmak gerekiyor? Bazı yeni kurulan kamu kuruluşlarının yaptığı uygulama sorunu temelden çözüyor. Bu kurumlarda kadrolu şoför hizmetli gibi elemanlar çalıştırılmıyor. Bu kurumlar hizmetli ve şoför kadrolarını piyasadan hizmet satın alarak çözüyor. Bir aracın maliyeti günlük sadece 40 milyon yıllık ise 14 milyar civarında. Bu uygulamayı kamu genelinde yaygınlaştırırsak, yıllık 50 bin
şoförün maliyeti 500 milyon dolara düşer. 160 bin hizmetliyle ilgili ise hizmet satın alınırsa , şu anda temizlik ihalelerinde 600 milyondan fiyatların oluştuğu varsayılabilir. Devlete yıllık maliyeti 800 milyon dolar oluyor. İşte devlet yarın hizmetli-şoför kadrosunu özelleştirse 4 milyar dolardan kurtulup 1 milyar 300 milyon dolar maliyete düşürebilir. Alınacak bu kararın getirisi 3 milyar dolar yani
4.5 katrilyon devletin ödediği yıllık 65 katrilyon faizin 12'de biri. Ayrıca bu 210 bin kişi kamuda çalışan 2 milyon 600 bin görevlinin %8'ine denk geliyor. Burada bu iki kadronun özelleştirilmesiyle Türkiye'de yeni bir istihdam artışı yeni iş alanları ortaya çıkacaktır.
Mevcut çalışanlardan isteyenler emekli edilir, çalışmak isteyenler yıllardır personel sıkıntısından hizmetleri aksayan maliye, adliye, gümrük teşkilatlarında gerekli hizmet içi eğitimden geçirilip istihdam edilebilirler. Tabi bu işin bir geçiş süreci olacak ama en azından yeni eleman alımı yerine artık, daha ucuz olan hizmet satın almak yolu tercih edilebilir.
Bu tercihle bazı kurumların kendiliğinden yaptığı uygulamalar tüm devlete yayılabilir. Böylelikle kamu yönetimi reform tasarısıyla hedeflenen verimlilik ve
tasarruf amacına yönelik önemli bir adım atmış oluruz.